Sayın Adnan Oktar'ın 27 Temmuz 2010 tarihli röportajından Nuh Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Size ne oluyor ki, Allah’tan bir vakarı ummuyorsunuz?” Bir vakar, “olmaz böyle bir şey” diyor adam, ummuyor. “Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır yaratmıştır.” Mesela bak burun yapısında milimetrelik farklılıklar vardır. Ama acayip farklısınız. Hiç alakanız yok. Mesela ağızlarda yarım santim, birkaç milim oynar ama muazzam farklıdır. Kişilik farklı. Mesela kediler birbirine benzer. Köpekler, karacalar, koyunlar hep birbirine benzer ama insanlar birbirine benzemiyor mucize olarak, hiç alakası olmuyor. Tavır tavır farklı. Kuran bu mucizeye dikkat çekiyor, net mucizedir. Devam ediyor ayet, şeytan’dan Allah’a sığınırım; “Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?” Mesela göğün yedi tabaka olduğunu, 1400 yıl sonra bilim buldu. Kuran 1400 yıl önce söylüyor. 1400 yıl sonra buldular, değil mi? Bir de uyum halinde. Mesela ozon gazı direkt aşağı çökebilir, değil mi? Darmakeşan olur millet, öyle bir şey olsa. Veyahut tamamen gökteki gazlar karışabilir. Hepsi birbirine karışabilir ama kat kat hepsi ayrılıyor. “Ve Ay’ı bunlar içinde bir nur kılmış, güneşi de (aydınlatıcı ve yakıcı) bir kandil yapmıştır.” Yani “Ay yansıtıcıdır” diyor Allah, “Güneş de ışık kaynağıdır” diyor. Mesela bu da bilinmiyordu. Kuran bunu da bildiriyor. “Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi.” Sebze, meyve oluşuyor, bitkiler oluşuyor, otlar oluşuyor. Hayvanlar onları yiyor, hayvanlar et yapıyor, insanlar da onları yiyor. İnsanda sperm hücresi oluyor, annede yumurta oluyor. Nihayetinde topraktaki malzemeler sürekli insana geçiyor ve sürekli insan oluşuyor. Bu Fashion Tv’ye bakıyorum ben ara ara, geçenlerde de anlattım ya. Mesela birbirinden güzel genç kızlar var çok çok güzeller, bakımlı. Bir noktadan geliyorlar, karanlık bir noktadan veyahut dönemeçten aniden çıkıyorlar. Topraktan çıkıyor, geliyor geliyor yaşıyor, ömrünü bitiriyor; geri geri yaşlanarak gidiyor, toprağın içinde kaybolup gidiyor. İşte hayat bu sistem üzerine kurulu. Ama bakıyorum, çocuklar falan da vardı bugün, yüzlerinde bir boşluk, bomboş. Yani niye yaşadığından haberi yok. Mesela kokoş hanımlar falan var, onları da görüyorum. Kokino takımı. Hayatı kaymış. O, nedir o, suratını donduruyor ya bir şeyle, zehirli?
SUNUCU: Botoks.
ADNAN OKTAR: Adam böyle donmuş, gülemiyor da, acayip bir şekil almış böyle. Yani balmumundan yapılmış gibi. Mesela oradaki kokoş hanımlara falan da bakıyorum. Çoğu tedavi görüyor onların. Kimi kanser tedavisi görüyor, kiminde şeker hastalığı var, kiminde eklem bozuklukları var, kimi romatizma tedavisi görüyor, hep ölümden dönmüş tipler. Bir de tombul bir tip var orda, bilmiyorum neyin nesidir, sürekli gösteriyorlar böyle arada sırada falan. Kardeşim tek kelime Allah’tan bahsedin, bir kere. Elegant, very sexy, bilmem ne, falan. Bir Yaratandan bahsedin, o elbiseleri size kim yaratıyor, beyninizin içinde kim gösteriyor? Uçuyorlar, sanki olağanüstü bir şey var zannediyorlar. Taş binanın içine giriyorlar. Aşağı-yukarı, o çocuklar bir aşağı yürüyorlar bir yukarı yürüyor. Bir aşağı yürüyor bir yukarı yürüyor. Yani alçı kullanacağına et kullanıyorlar, insan kullanıyorlar. Fakat yani Yaratanı hiç düşünmüyor görünümleri var. Senin beyninin içinde o görüntü....