Sayın Adnan Oktar'ın 8 Nisan 2011 tarihli röportajından Cin Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, Cin Suresi. Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “De ki: ‘Bana gerçekten şu vahyolundu:" Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: "Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kur'an dinledik’" Şu anda da dinliyorlar cinler. Ne zaman bir yerde Kuran okunsa, cinler dinlerler, inşaAllah. "O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik.” Bakın bu cinler samimi yaklaşmışlar. “O (Kur'an), 'gerçeğe ve doğruya' yöneltip-iletiyor.” Bakın hem gerçeğe, hem de doğruya yöneltip-iletiyor. “Bu yüzden ona iman ettik.” Kuran’a iman ettik. Allah’a iman ediyorlar, Kuran’a iman ediyorlar. “Bundan böyle Rabbimiz'e hiç kimseyi ortak koşmayacağız." Demek ki cinler daha önce şirk koşuyorlarmış, bir kısmı. Şirkten vazgeçmişler, müşriklikten kurtulmuşlar. “Elbette, Rabbimiz'in şanı Yücedir.” Kuran’ın gelişi ile onlarda ferahlık olmuş, demek ki teslis inancındaydılar, sapkın bir inançtaydılar cinlerin bir kısmı. “Elbette, Rabbimiz'in şanı Yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk." Hıristiyan cinler bunlar. Eski Hıristiyan, Müslüman olmuşlar. "Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karşı 'bir sürü saçma şeyler' söylemişler." Cinler atıyorlar işte, abuk subuk konuşmalar yapıyorlar, yanlış şeyler konuşuyorlar, onun için diyorlar ki: “Bizim beyinsizlerimiz, Allah'a karşı 'bir sürü saçma şeyler' söylemişler. Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah'a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık.” Cinlerin ve insanların yalan söylemelerine hayret ediyorlar. "Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı. Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı." Bakın dedim ya cinlerden iman etmeyen var diye, dirilmeye inanmıyor. Binanın içerisinden geçiyor, taşın içerisinden, çeliğin içerisinden geçiyor, fakat iman etmiyor. Dirilmeye ve ruhun varlığına iman etmiyor. "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk." Gökte de rahat hareket edilmediğini gördük, gökte de bir olağanüstülük var, diyor. Cinler, göğün özel olarak korunduğunu gördük, diyorlar. "Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir şihab bulur." Orada yakıcı bir cisim ile karşılaşıyoruz, diyor. Ve dinleme, yani şehadet alemine gelmiş bilgileri alma imkanımız olmuyor, diyor. Gaybı zaten öğrenemiyorlar. Ama şehadet alemine girmiş bilgileri önceden öğrenme imkanımız olmuyor, diyor. "Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?" Yerde, yeryüzünde bir fevkaladelik var, diyorlar. Tabii ki hayır, tabii ki İslam ahlakı dünyaya hakim olacak, şeytanların faaliyetlerine dur deniyor Cenab-ı Allah tarafından. "Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır” samimi olanlar, samimi, gerçek Müslüman olan cinler. “... ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da.” Yanlış yolda olanlar da var, diyor. “Biz türlü türlü yolların fır...