Sayın Adnan Oktar'ın 7 Mart 2011 tarihli röportajından Kıyamet Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Kıyamet Suresi. Mekke’de indirilen bu Sure, 40 ayetten ibarettir. Şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla. “Hayır, kalkış (kıyamet) gününe and ederim.”Kıyamet deyice insanlar, parçalanma olarak biliyorlar, kıyamet kalkış anlamındadır. Kıyam-ayağa kalkma anlamındadır. “Ve yine hayır; kendini kınayıp duran nefse de and ederim.” İnsanların kendilerini eleştirmesi çok faydalıdır. Çok faydalı, dengeli ve tutarlı olur. Kendini övdüğünde, kusursuz gösterdiğinde hastalanır insan. Kendini eleştirdiğinde hem munis olur, sevilecek bir insan olur, hem de ruhen ve bedenen sağlıklı olur. “İnsan, onun kemiklerini Bizim kesin olarak bir araya getirmeyeceğimizi mi sanıyor? Evet; onun parmak uçlarını dahi derleyip-(yeniden) düzene koymaya güç yetirenleriz.” İstersem aynısıyla yaratırım diyor Allah.“Ancak insan, önündeki (sonsuz geleceği)ni de 'fücurla sürdürmek ister.” Fücur demek; Allah’a baş kaldırarak, fıtrat ve ahlak dışı davranışlarla devam ettirmek ister. Böyle bir şey vardır diyor. “Ancak insan, önündeki (sonsuz geleceği)ni de 'fücurla sürdürmek ister.” Yani “sonsuz geleceğini bozmak ister” diyor. "Kıyamet günü ne zamanmış" diye sorar.” Şimdi bakın ahir zamanda en çok sorulan sorulardan biri de budur.“Ama göz 'kamaşıp da kaydığı,” Bu ilk çarpışma anında, müthiş bir parlaklık olacağını gösteriyor Kuran. Yani muazzam bir aydınlanma olacağını söylüyor, bu çarpmanın şiddetiyle meydana gelen, enerjiyle meydana gelen parlaklık da olabilir. Magmanın bir anda gökyüzüne çıkması sonucunda meydana gelen bir durum da olabilir. Ama tabii ilk çarpmada müthiş bir enerji boşalımı olacağı için, muazzam bir parlaklık oluyor. Çünkü çarpmanın şiddetiyle çok yüksek bir ısı meydana geliyor. “Ama göz 'kamaşıp da kaydığı,' Ay karardığı,”Ayın kararması iki türlü olabilir. Biri gökyüzü tamamen dumanla, tozla kaplandığı için, ay görülmez hale gelebilir.
İkincisi çarpmanın şiddetiyle, aya da bir çarpma olacağı için yani dünyaya çarpan parçalar aya da isabet edeceği için, ayın da o parlaklığı gider, parçalanır anlamında da olabilir. “Güneş ve ay birleştirildiği zaman;” Zaten buradan anlaşılıyor. Yani yörüngesinden çıkıp parçalanıyor, ayın kararması, güneş yutuyor ayı, güneşin yutmasından ay yok olduğu için, güneş bu olayı meydana getirdiği için, ay da kararmış oluyor. “İnsan o gün: "Kaçış nereye?" der.” Yani muazzam çok büyük güçte deprem meydana geliyor, alışılmış depremin dışında filmlerde var ya hakikaten kaçmak istiyorlar, arabasına biniyor ama yollar parçalanıyor, köprüler çöküyor, ‘hangi istikamete kaçsak doğru olur’ diye soruyorlar. Yani ‘güney yönüne mi kaçalım, kuzey yönüne mi kaçalım, nereden kaçarsak bu olaydan kurtuluruz’ diyecekler, halbuki dünyanın her yerinde olduğu için kaçacağı bir yer yok. “İnsan o gün: "Kaçış nereye?" der. Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok” diyor Allah. Yani düz olan, depremin etkilenmediği, çarpmanın etkisiyle meydana gelen bu dehşetli durumu hissetmeyen hiçbir yer yok. O yüzden Allah ne diyor; “Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok” diyor Allah. Ama ilk önce insanlar, sığınabileceği bir yer olacağını tahmin ediyorlar. Mesela telefon ediyor, ‘nereye gidebiliriz, ne yapabiliriz’ diye adamlara soruyorlar, yapacakları bir şey yok. “O gün, 'sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstakar)' yalnızca Rabbinin Katıdır.” Yani “mutlaka o gün öleceksiniz” diyor Allah. “İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir.” Bakın o gün, önceden takdim ettikleri; olum...
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Haziran 2012 tarihli röportajından Kıyamet Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Kıyamet Suresi 22-“O gün yüzler ışıl ışıl parlar. 23-Rablerine bakıp-durur.” Allah’ı göreceksiniz diyor Allah ayette, tecellisini. Yani ayetin hükmüne adam karşı geliyor. “Onlar (kafirler) o gün Rablerini cemal sıfatıyla görmekten mahrumdur.” Cemal sıfatı nedir? Yüz, inşaAllah, tecelli olarak.