Sayın Adnan Oktar'ın 17 Kasım 2010 tarihli röportajından İnşirah Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: İnşirah Suresi, Elem neşrahleke.. Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, şeytandan Allah’a sığınırım. “Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? Ve yükünü indirip-atmadık mı? Ki o, senin belini bükmüştü; Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?” Seni şöhret, tanınır hale getirmedik mi, diyor Cenab-ı Allah. Tam 2009 tarihini veriyor. Bir tane tarih veriyor, 2009. Doğrudan Mehdi (a.s.)’ye bakıyor, inşaAllah. “Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.” Mehdiyet zorluklarla karşılaşacak ama kolaylıklarla karşılaşacak ama bir daha vurguluyor, 5. ayet ve 6. ayet çok manidar. “Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” İki kere tekrar ediyor. Bak beşte bir, altı da bir, bir daha tekrarı var bakın. Beşte diyor ki Cenab-ı Hak, “Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.” 6’da diyor ki; “...gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” 56’ya bir işaret var, 1956’ya. Risale-i Nur’un bırakılış tarihidir. Serbest bırakıldığı ve Bediüzzaman ebced de veriyor. “1956 tarihi” diyor, “Nemrudane sistemin, münafıkane sistemin yıkılışının başladığı tarihtir” diyor, 1956 tarihi. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle)...” tebliğle, dini yaymakla, “...yorulmaya-devam et.” Durmaksızın tebliğ yap, Peygamberimiz (s.a.v.)’e ayet inmiştir. Peygamberimiz (s.a.v.)’e işaret ediyor, işari manası Mehdi (a.s.)’ye bakıyor. Yani sürekli tebliğ yap, sürekli dini yay, geceli gündüzlü. “Ve yalnızca Rabbine rağbet et.” Sadece Allah’a sığın. Yani gönlün çok rahat olsun.
Sayın Adnan Oktar'ın 18 Kasım 2010 tarihli röportajından İnşirah Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: İnşirah Suresi de, şeytandan Allah’a sığınırım, Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla, “Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? Ve yükünü indirip-atmadık mı?” Mesela göğsün yarılıp ameliyat yapılması Ahir zamanda olan bir şey. Mehdi (a.s.) devrinde oldu. Daha önce göğüs yarılıp bir ameliyat yoktu. Ölür insan daha önce yarılsa.. Bak göğsün yarılıp, göğüs ayrılarak kalbe yapılacak ameliyata işaret eden, açıkça işaret eden bir ayet. “Ve yükünü indirip-atmadık mı? Ki o, senin belini bükmüştü; Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?” ismini her tarafta yaymadık mı? Bu da 2009 tarihini veriyor, daha önce söylemiştim. “Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” İki kere Cenab-ı Allah tekrar ediyor. 5 ve 6. ayetlerde, 1956’ya baktığını söylemiştik. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın yorulmaya devam et.” Demek ki, Müslüman’ın boş vakti yok, tatili, şunu bunu falan yok. Sürekli İslam’ı yaymaya gayret edecek. Bakın çok açık ayet, “..şu halde boş kaldığın zaman,...” boş kaldığı zaman adam ne yapıyor? Yan gelip yatıyor, boş boş göğe bakıyor. Ne diyor Cenab-ı Allah? “...yorulmaya-devam et...”, gayret etmeye devam et. “Ve yalnızca Rabbine rağbet et”, yani insanlardan bir şey bekleme, sadece Allah’a sığın.
Sayın Adnan Oktar'ın 11 Aralık 2010 tarihli röportajından İnşirah Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: İnşirah Suresi geliyor sonra. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Elem neşrah Leke. Rahman Rahim olan Allah’ın adıyla. “Biz göğsünü yarıp-genişletmedik mi?” Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in kalbinde, içinde bir sıkıntı oluyordu. Allah bunu şifalandırdığını söylüyor. Bak “biz göğsünü yarıp-genişletmedik mi?” “Kalbine biz inşirah ferahlık verdik. Kalbindeki sıkıntıyı aldık” diyor, Allah. Kalbine gelen o ağırlığı aldık. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ve yükünü indirip-atmadık mı?” Peygamberimiz (s.a.v.)’in üzerinden bir ağırlık, bir yük vardı, sıkıntı vardı. Allah onu aldı. Aynı zamanda muhtemeldir ki Allahu alem belki biraz kilo almıştı Peygamberimiz (s.a.v.), o kilo da üstünden gitti Peygamberimiz (s.a.v.)’in. Daha dinç, daha zinde oldu. ama üstüne tabii cinler de yükleniyor, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in üstüne. Mesela keçeleşmişler ayette de buna işaret var, keçeleşiyorlar. O da ona zorluk veriyor olabilir. “Ve yükünü indirip-atmadık mı?” Mesela birde idare faaliyetlerinin verdiği bir yük var. Onlarda da Allah bir tahrif, hafifletme ve kolaylık meydana getirdim. Yani seni dinlendirecek bir ortam meydana getirdim. Anlamında da söylemiş olabilir. “Ki o senin belini bükmüştü.” Yani yorgunluk vermişti sana. “Belini bükmüştü” ne demek? Aşırı yorgunlukta ne yapar insan? Artık oturma ihtiyacı duyar. Dinlenme ihtiyacı duyar. Kuran’da ona dikkat çekiyor Cenab-ı Allah. “Ki o senin belini bükmüştü.” Yani müthiş bir yorgunluk meydana gelmiş. “Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?” diyor, Allah. Hemen arkasından bak müjde olarak. “Senin zikrini adını yüceltmedik mi?” Bütün Arabistan, her yere yayılmış Peygamberimiz (s.a.v.)’in ismi, meşhur oluyor. Ebcedi 2009 tarihini veriyor. Mehdi (a.s.)’ye bakıyor aynı zamanda. Mehdi (a.s.) ismi de her yerde şöhret olacak, her yerde tanınacak, herkes bilecek. Gazetelerden, radyolarda, televizyonda, internette sürekli insanlar Mehdi (a.s.)’yi gerek severek, gerek sevmeyerek mutlaka bahsedecekler. Ebcedinin 2009 tarihini vermesi de buna bakıyor. Çünkü bir tane tarih veriyor, 2009. Başka tarihleri de verebilir. Ama net 2009. Beşinci ayet; “Demek ki gerçekten zorlukla beraber, kolaylık vardır. ”Bir zorluk var. mesela beli bükülüyor, zor oluyor, çok yoruluyor ama Allah sonra arkasından kolaylık veriyor. Üstündeki ağırlığı alıyor. Mesela üstünde kilosu varsa o gidiyor. Sıkıntısı varsa o gidiyor. Sosyal sıkıntılar varsa onlar üstünden gidiyor. “Arkasından ben bir rahatlık verdim” diyor, Allah. Ama bu imtihan olduğu için Peygamberimiz (s.a.v.) bu imtihandan geçiyor. İmtihanı da Allah sürekli üstünde ağır bir imtihan olarak yapıyor, sonra kaldırıyor, bir rahatlık veriyor. “Demek ki gerçekten zorlukla beraber, kolaylık vardır.” Altıncı ayette yine söylüyor Allah; “Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” Bak “demek ki” diyor. Bir tek burada demek ki kelimesi yok. “Gerçekten zorlukla beraber, kolaylık vardır. Güçlükle beraber kolaylık vardır.” “Demek ki gerçekten zorlukla beraber, kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” Beş ve altıda tekrar ediliyor. Beş ve altıya da dikkat çekilmiş. Yine 1956’ya işaret var. Çünkü iki kere aynı konunun tekrarı özel, kasıtlı yapılmış bir şeydir, inşaAllah. “Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın yorulmaya devam et.” O zaman Mehdi (a.s.) ne yapacaktır? Peygamberimiz (s.a.v.) gibi olacaktır. Durmaksızın, sürekli, geceli-gündüzlü faaliyet yapacak. Bediüzzaman ne diyor? “Hal ve vakit müsaade edemez” diyor. Bizzat kendisi o vazifeyi görmeye ne vakti, ne hali müsaade edemez” diyor. “Hz. Mehdi (a.s) çok yoğundur” diyor. “Ondan önce bir taifenin uzun tasdikati ile ilgili hazırladıkları eseri hazır bir programı olarak neşr ve tatbik edecek” diyor. “Bu çalışmalarında ihtiyacı olan kuvvet ve manevi ordusu, yalnız ihlâs, sadakat ve tesanüt sıfatlarına tam sahip olan bir kısım şakirtlerdir. Her ne kadar az da olsalar manen bir ordu kadar kuvvetli ve kıymetli sayılırlar” diyor. Tam Kuran’ın üslubuna uygun, inşaAllah. “Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya” gayrete, tebliğe, İslam’ı yaymaya, İttihad-ı İslam’ı oluşturmaya, Türk İslam Birliği’ni oluşturmaya “devam et. Ve yalnızca Rabbine rağbet et”. Ben yaptım, ben ettim olmaz. Her şeyi yapan Allah’tır. Hiç kimse Hz. Mehdi (a.s)’den, “O yapıyor, o bitiriyor” şeklinde olaya bakmayacak. Hz. Mehdi (a.s)’ye o şekilde değerlendirmeyecek. Allah’ın Hz. Mehdi (a.s)’yi vesile kıldığını bilecek. Hz. Mehdi (a.s)’nin bir araç olduğunu bilecek. Bütün güç ve kuvvetin O’nda olduğunu bilecek.
Sayın Adnan Oktar'ın 2 Kasım 2011 tarihli röportajından İnşirah Suresi ile ilgili açıklamalar.
DAMLA HANIM: İnşirah Suresi’ni okuyacağım, inşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım, “Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? Ve yükünü indirip-atmadık mı? Ki o, senin belini bükmüştü; Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi? Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır. Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et. Ve yalnızca Rabbine rağbet et.” MaşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. “Elemneşrahleke” maşaAllah. Ayetin Arapçasında ferahlığı sağlayan bir şey var, yani kelimelerde var o. Mesela ‘inşirah’, ferahlık. MaşaAllah, maşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 21 Mayıs 2013 tarihli sohbetinden İnşirah Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Şeytandan Allah’a sığınırım: “Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi?” (İnşirah Suresi / 1) Elem neşrah leke sadrek. Demek ki, bazen insanların göğsü daralır. Hz. Musa (a.s)’da da oluyor. “Ya Rabbi göğsüm daralıyor” diyor. Peygamberimiz (s.a.v)’de de var. Peygamberimiz (s.a.v)’in Allah göğsüne bir ferahlık, kalbindeki sıkıntıyı gideriyor.
“Ve yükünü indirip-atmadık mı?” (İnşirah Suresi / 2) Muhtemelen Peygamberimiz (s.a.v) kilo almıştı son zamanlarda, sevimli Peygamberimiz (s.a.v). Zaten Hz. Ayşe (r.a) annemizle yarışmışlar. Her zaman geçerken, Hz. Ayşe (r.a) annemiz geçmiş Peygamberimiz (s.a.v)’i, Peygamberimiz (s.a.v) geride kalmış. Sen misin geçen, Peygamberimiz (s.a.v) dünya tatlısı rejime giriyor. İşte o, karnına taş bağladı dedikleri o. Yani sıcak taş. Rejime girdiği için, bazen sancı yapıyor midesi zaman zaman. Tiritle rejim yapıyor, hurma yiyor günde birkaç hurma, bazen tabii o yorgunluk da yapar. Fakat rejim selametle neticeleniyor. Sonra Hz. Ayşe (r.a)’e diyor: “Gel, yarışalım.” Tabii açık ara birinci oluyor. Bak, “Ve yükünü indirip-atmadık mı?” diyor Cenab-ı Allah.
“Ki o, senin belini bükmüştü;” (İnşirah Suresi / 3) Çünkü fazla kilo insanı rahatsız eder.
“Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?” (İnşirah Suresi / 4) diyor Allah. 2009 tarihini veriyor. “Her yerde adın duyulmaya başlandı” diyor. Mehdiyet’e işaret var. Bakın, “Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?” Onun torununun zikri ne oluyor? Peygamber (s.a.v)’in zikri olmuş oluyor aynı zamanda. Çünkü onun torunu, onun evladı, onun ailesi. Seyyid Muhammed Mehdi (a.s). Her yerde Seyyid Muhammed Mehdi (a.s) duyuluyor. Dedesinin ismi ve onun sülbünden onun evladı olduğu için “senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?” Dünya hakimi oluyor, Cenab-ı Allah dünyaya hakim ediyor Peygamberimiz (s.a.v)’in torunuyla dedesinin getirdiği, dedesinin vesile olduğu dini dünyaya hakim ediyor Cenab-ı Allah. Dolayısıyla Peygamberimiz (s.a.v)’in şanı yücelmiş oluyor. Ebcedi de 2009 tarihini veriyor, inşaAllah.
“Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi / 5) İlk dönemler zor, deccaliyet dönemi zor. Ama sonunda kolaylık var. Diyor ki Allah, bir daha diyor bak: “Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi / 6) 5 ve 6, 56. 5 ve 6. ayetler 1956’ya işaret, inşaAllah.“Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır.” 5. ayet, “Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır.” (İnşirah Suresi / 6) Özellikle bu iki ayete dikkat çekmiş Allah; 5 ve 6.
“Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın (dua ve ibadetle) yorulmaya-devam et.” (İnşirah Suresi / 7) Şu an ahir zamandayız. Muazzam bir gayret içindeyiz, hiç durmadan. Peygamberimiz (s.a.v) de o zaman hiç durmadan faaliyet yapıyordu mübarek, maşaAllah.
“Ve yalnızca Rabbine rağbet et.” (İnşirah Suresi / 8) Nasıl olacak, nasıl bitecek, kim bitirecek? Deccaliyet nasıl yıkılacak? Fitne-fücur nasıl ortadan kalkacak? Telaş etmene gerek yok. “Ve yalnızca Rabbine rağbet et.” Ona tevekkül et, ona rağbet et, güven Allah’a, bırak kendini, sebebe sarıl, gerisine karışma. Anlamı, o. “Ve yükünü indirip-atmadık mı? (İnşirah Suresi / 2) Tabii bunda çok işaretler var.
Sayın Adnan Oktar'ın 20 Mayıs 2015 tarihli sohbetinden İnşirah Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Cenabı Allah diyor ki, Şeytandan Allah’a sığınıyorum, Rahman ve Rahim olanı Allah’ın adıyla. "Biz, senin göğsünü yarıp-genişletmedik mi? Ve yükünü indirip-atmadık mı?" Herhalde muhtemelen kilo almıştı biraz Peygamberimiz (sav), zayıflıyor. "Ki o, senin belini bükmüştü;" Yani o ağırlıktan, kilodan biraz. "Senin zikrini (şanını) yüceltmedik mi?" Her yerde ismi duyuluyor. Ebcedi 2009 tarihini veriyor. "Demek ki, gerçekten zorlukla beraber kolaylık vardır. Gerçekten güçlükle beraber kolaylık vardır." Bayağı bir güçlüklerden, zorluklardan geçmiş peygamberimiz. Ama hep sonu kolaylık olmuş. Mesela göğsünde sıkışıklık oluyor, rahatsızlık oluyor, geçiyor. Kilosu var, kilosunu veriyor, rahatlıyor. Anlatıyorlardı işte. "Karnına taş bağlıyordu, şey yapıyordu."